Loire Vadisi, Fransa’nın ortasında yer alan, Paris’in güneybatısında, Loire Nehri’ni merkezine alan 280 km uzunluğunda bir vadi. Paris’ten iki buçuk saat sürüyor. Fransa krallarının ve derebeylerinin, Orta Çağ ile Rönesans arasında inşa ettirdikleri irili ufaklı bir çok görkemli şatoya ev sahipliği yapan Loire Vadisi, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. “Fransa’nın bahçesi” olarak adlandırılan bu muazzam vadide, nehrin kolları boyunca 3 günlük bir gezi planlayarak, bu şatoların en öne çıkanlarını ziyaret etmek, akşam da bölgedeki şato otellerde kalmak, çok farklı bir seyahat deneyimi olacak. Hikayeleri dünyaca bilinen ve Loire’de görmeniz gereken şatolar…
Amboise Şatosu
Gotik mimari ile Rönesans’ın etkilerinin birlikte görüldüğü Amboise Şatosu, görülmesi gereken en önemli Loire şatolarından biri. Dönemin kralı, da Vinci’yi hayatının son yıllarında sıklıkla ağırlamış, hatta Leonardo da Vinci’nin mezarı da bu şatoda bulunuyor. 16.yy’daki savaşların en sert anları da Amboise Şatosu’nda yaşanmıştır.
Clos Lucé Şatosu
Clos Lucé Şatosu’nun en önemli özelliği, da Vinci’nin son yıllarını, kral tarafından kendisine tahsis edilen bu şatoda geçirmiş olması. Günümüzde ise da Vinci Müzesi olarak hizmet veren şatonun içinde, ünlü ressamın en yaratıcı eserlerinden olan makineli tüfek, helikopter ve kürek teknesinin ilk örneklerini bulabilirsiniz.
Yaklaşan etkinlikler:
Avrupa Rönesans Müzik Festivali / 22-24 eylül
Avrupa Rönesans Müzik Festivali / 22-24 eylül
Blois Şatosu
Amboise Şatosu’nun savaşlardan etkilenmesi sonucunda dönemin kralının ”Blois” şehrine taşınıp inşa ettirdiği Blois Şatosu, Rönesans mimarilerinin en değerli örneklerinden biridir. Çoğu kısmı ziyarete kapalı olsa da sergi bölümünde şatonun ve Fransa’nın tarihini inceleyebilirsiniz.
Yaklaşan etkinlikler:
“Gaston d’Orléans: Blois’de Bilinmeyen Bir Prens” Sergisi / 1 temmuz-15 ekim
Amboise Şatosu’nun savaşlardan etkilenmesi sonucunda dönemin kralının ”Blois” şehrine taşınıp inşa ettirdiği Blois Şatosu, Rönesans mimarilerinin en değerli örneklerinden biridir. Çoğu kısmı ziyarete kapalı olsa da sergi bölümünde şatonun ve Fransa’nın tarihini inceleyebilirsiniz.
Yaklaşan etkinlikler:
“Gaston d’Orléans: Blois’de Bilinmeyen Bir Prens” Sergisi / 1 temmuz-15 ekim
Chambord Şatosu
Chambord Şatosu Loire vadisinin en ihtişamlı ve en büyük şatolarından birisi. Mağrur ve soğuk. Şatonun içinde ünlü da Vinci merdivenlerini görebilir ve deneyimleyebilirsiniz. Yapısı gereği sarmal olan bu merdivenlerden birini kullanan kişi, diğer merdiveni kullanan kişiyi başlangıç ve bitiş hariç görmüyor. Şatonun 426 odası var, yapımı 25 yılda tamamlanmış. Şatonun bir diğer önemli özelliği ise 2. Dünya Savaşı sırasında, bir süre Mona Lisa gibi Fransa’nın sahip olduğu en değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapmış olması.
Chambord Şatosu Loire vadisinin en ihtişamlı ve en büyük şatolarından birisi. Mağrur ve soğuk. Şatonun içinde ünlü da Vinci merdivenlerini görebilir ve deneyimleyebilirsiniz. Yapısı gereği sarmal olan bu merdivenlerden birini kullanan kişi, diğer merdiveni kullanan kişiyi başlangıç ve bitiş hariç görmüyor. Şatonun 426 odası var, yapımı 25 yılda tamamlanmış. Şatonun bir diğer önemli özelliği ise 2. Dünya Savaşı sırasında, bir süre Mona Lisa gibi Fransa’nın sahip olduğu en değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapmış olması.
Chenonceau Şatosu
“Hanımlar Şatosu” olarak bilinen Chenonceau, muazzam bahçeleri ile ünlü. Bahçede 10-15 dakika yürüdükten sonra şatoya varıyorsunuz. Zerafeti ile Loire Vadisi’nin incisi olarak görülen Chenonceau Şatosu, hep kadınların olmuş ve kadınlar tarafından yönetilmiş. Şatoda iz bırakan kadınların en bilinenlerinden II.Henry’nin metresi, güzelliğiyle ünlü Diane de Poitiers ve karısı İtalyan Catherinde de Medici. Şatoyu II. Henry, metresine hediye etmiş. Öldükten sonra ise karısı Catherinde, Diane’yi şatodan sürüp kendisi yerleşmiş. Bir diğer öne çıkan kadın sahip de III. Henry’nin karısı Louise de Lorraine. Kocasının beklenmedik ölümü ile şatonun bir odasını simsiyah yas odası yapıp orda yaşamış, gezilebiliyor.
“Hanımlar Şatosu” olarak bilinen Chenonceau, muazzam bahçeleri ile ünlü. Bahçede 10-15 dakika yürüdükten sonra şatoya varıyorsunuz. Zerafeti ile Loire Vadisi’nin incisi olarak görülen Chenonceau Şatosu, hep kadınların olmuş ve kadınlar tarafından yönetilmiş. Şatoda iz bırakan kadınların en bilinenlerinden II.Henry’nin metresi, güzelliğiyle ünlü Diane de Poitiers ve karısı İtalyan Catherinde de Medici. Şatoyu II. Henry, metresine hediye etmiş. Öldükten sonra ise karısı Catherinde, Diane’yi şatodan sürüp kendisi yerleşmiş. Bir diğer öne çıkan kadın sahip de III. Henry’nin karısı Louise de Lorraine. Kocasının beklenmedik ölümü ile şatonun bir odasını simsiyah yas odası yapıp orda yaşamış, gezilebiliyor.
Cheverny Şatosu
Çizgi film karakteri Tenten’in şatosu olarak bilinen Cheverny 17.yy’da yapılmış. 6 yüzyıldır sahibi aynı aile. Şatonun içerisi diğer şatolara kıyasla biraz daha modern. İçinde orman ve göl var, devasa bir araziye sahip. Tenten köpekleri besliyorlar ve bir bölümü Tenten müzesi haline getirilmiş. 2018 boyunca devam edecek bir LEGO sergisi var; La Fontaine’in fablları temalı bu sergiye de denk gelirseniz çocukların da bayılacağı bir gezi deneyimi haline gelecek…
Çizgi film karakteri Tenten’in şatosu olarak bilinen Cheverny 17.yy’da yapılmış. 6 yüzyıldır sahibi aynı aile. Şatonun içerisi diğer şatolara kıyasla biraz daha modern. İçinde orman ve göl var, devasa bir araziye sahip. Tenten köpekleri besliyorlar ve bir bölümü Tenten müzesi haline getirilmiş. 2018 boyunca devam edecek bir LEGO sergisi var; La Fontaine’in fablları temalı bu sergiye de denk gelirseniz çocukların da bayılacağı bir gezi deneyimi haline gelecek…
Beauregard Şatosu
Kartpostal gibi görünen bahçesinden geçerek şatoya ulaşılıyor. Malikânenin girişinde duvarı boydan boya kaplayan Kanuni’nin portresi ile karşılanıyorsunuz. Malikânenin orta kısmında ‘Portreler Salonu’ var. Burada, 17.yy’da dönemin çeşitli alanlarda güç sahibi olan 367 kişinin portresi ile bulunuyor. Portreler arasında Kanuni, I. Selim, II. Selim, Barbaros Hayrettin gibi isimlere de rastlanıyor.
Kartpostal gibi görünen bahçesinden geçerek şatoya ulaşılıyor. Malikânenin girişinde duvarı boydan boya kaplayan Kanuni’nin portresi ile karşılanıyorsunuz. Malikânenin orta kısmında ‘Portreler Salonu’ var. Burada, 17.yy’da dönemin çeşitli alanlarda güç sahibi olan 367 kişinin portresi ile bulunuyor. Portreler arasında Kanuni, I. Selim, II. Selim, Barbaros Hayrettin gibi isimlere de rastlanıyor.
Ussé Şatosu
Ussé Şatosu, günümüzde “Uyuyan Güzel’in Şatosu” olarak biliniyor. Efsaneye göre ünlü fransız masal yazarı Charles Perrault, Ussé Şatosunu ziyaret etmiş ve Uyuyan Güzel Masalı’nın ilham kaynağı burası olmuş. Şatonun içerisinde masalın canlandırmasının yapıldığı odalar da bulunuyor, keyifli bir gezi…
Ussé Şatosu, günümüzde “Uyuyan Güzel’in Şatosu” olarak biliniyor. Efsaneye göre ünlü fransız masal yazarı Charles Perrault, Ussé Şatosunu ziyaret etmiş ve Uyuyan Güzel Masalı’nın ilham kaynağı burası olmuş. Şatonun içerisinde masalın canlandırmasının yapıldığı odalar da bulunuyor, keyifli bir gezi…
Yaklaşan etkinlikler:
Kostüm ve aksesuar sergisi “Precious Velvet” / 2017 boyunca