Arabistan’ın Gizli Hazineleri

Arabistan’ın Gizli Hazineleri

Suudi Arabistan’ın Unesco mirası rotaları ve daha fazlası, şimdi yeni çıkan turizm vizesiyle, toprakları merak eden gezginleri bekliyor.

Suudi Arabistan, modernizm ve gelenekselliğin yan yana yürüyebildiği, eskinin yeni tarafından yok edilmediği eşsiz bir yer. Geçtiğimiz aydan itibaren turistlerin akınına uğramaya başlayan Al-Ula birkaç yıla kadar terk edilmiş vaziyetteydi. Şimdi ise başka bir Unesco mirası olan Petra’ya rakip olmaya hazır. Al-Ula’da kahraman insan değil toprağın kendisi. Kayalıklı tepecikler ve kumların arasında beliren binlerce yıllık işli lahitler, yaşayan bir açık hava müzesini oluşturuyor. Burası öyle bir yer ki, her yolun ve her taşın bir hikayesi var… Bu alan şimdi Paris’teki Arab World Institute’ün sergisinin yeni konusu olacak. Sergide Yann Arthus-Bertrand’ın çevre fotoğrafları ve antik eserler yer alacak.

Ülkeye gelen misafirler, antik dönemlerden hızlıca günümüze yakın bir zamana gelebilirler: Afrika’daki Safari’leri aratmayacak vahşi hayvan gözlemlerini gerçekleştiren Sharaan Nature Reserve, bölgedeki nesli tükenmekte olan hayvanların korunmasına 20 milyon dolarlık bir sistemle katkıda bulunuyor. Al-Ula için doğal hayatı korumak ve devamını sağlamak mutlak bir öncelik.

Hızlı bir şekilde artış göstermesi beklenen turistlere yenilikçi ve yaratıcı projeler geliştirilmeye çoktan başlanmış. Louvre Abu Dhabi’nin ödüllü mimarlık ofisi Fransa menşeili Ateliers Jean Nouvel, çöl içerisinde konuşlanacak ve çevresiyle karışacak eko-turizm kulübeleri hayal etmeye başlamış.

Güneye doğru yapacağınız iki saatlik bir yolculukla bambaşka bir rüyaya düşmeniz an meselesi. Jeddah ‘Kızıl Deniz’in gelini’ olarak bilinen kozmopolit bir liman şehri. Eski zamanlarda İpek Yolu’nun önemli bir durağı olan bölgenin bazı kısımları tarihin biriktirdiklerini ara sokaklarında saklarken, diğer taraftan da, cinsiyet kanunlarının gevşemesi sayesinde kadın ve erkeklerin bir arada oturabildiği küçük kafeleriyle konforlu bir ortam sağlıyor. Al Balad, Jeddah’ın tarihi bölgesi. İçinde birçok geleneksel pazar ve tarihi bina var. Bölge aynı zamanda, ülkenin kültür sanat merkezi olma yolunda. Önümüzdeki Mart ayında, ilk kez gerçekleşecek olan uluslararası Red Sea Film festival’e de ev sahipliği yapacak.

Yeni turizm vizesiyle birlikte, Suudi Arbistan’ın yıllardır gözlerden saklanan her bir köşesi, keşif meraklılarının yeni seyahat rotası olacağa benziyor.

Paylaş