3 Boyutlu yazıcılar hayatımıza girdiğinden beri çok şey değişti. Dijital kameralar ve akıllı telefonların doğuşuyla birlikte git gide dijital bir hal alan dünyamız, artık her şeyin üç boyutlu yazıcılardan çıkarak yaratılmasıyla, bambaşka bir noktaya doğru gidiyor.
Peki ama bu üç boyutlu yazıcıların hikmeti ne? Özellikle 2015 yılına damgasını vuran üç boyutlu eserler, gün geçtikçe daha popüler bir hal alıyor ve geleceğin trendi olma yolunda kararlı bir şekilde ilerliyor.
Aslına bakacak olursanız, üç boyutlu yazıcılar çok uzun zamandır hayatımızda, sadece kullanım alanı bu kadar yaygın değil. Daha önceleri bu teknolojiler genel olarak savunma sanayii gibi ağır tasarım işlerinde prototip parça üretmek için kullanılmaktaydı. Fakat artık bu teknolojinin evlere kadar girmesiyle her şeyi üç boyutlu yazıcılarda üretmek mümkün.
Bu trendin bir sonraki adımı ise yavaş yavaş analogdan dijitale geçen fotoğraf teknolojisini fotoğraf karelerinden çıkartıp gerçek hayata taşıyacak gibi görünüyor.
Artık insanlar fotoğraf çekmek yerine hayatlarındaki özel anları üç boyutlu heykelcikler olarak evlerine taşıyorlar, bu sayede hayatları boyunca ellerinde bir fotoğraf karesinden fazlası oluyor.
Şu sıralar bunu yapan firmalar da yaygınlaşmış durumda. Peki ama üç boyutlu heykel dünyasında bu süreç nasıl işliyor? Aslında oldukça kolay. Doob3d gibi oluşumlar çoktan bunun hizmetini veriyor. Tek yapmanız gereken, aynı bir fotoğraf kabinine girer gibi bu tarz bir tarayıcının içine girmek ve istediğiniz pozu vermek. Burada taranan vücudunuz, üç boyutlu yüksek çözünürlüklü dosyalara dönüştürülüyor ve 2-3 haftada müşteriye ulaştırılıyor.
Bu hizmeti veren markalardan biri Doob. Şu an için Almanya, New York City ve Tokyo’da şubeleri bulunan Doob, ürettikleri üç boyutlu replikalar ile dünya çapında popüler olmuş durumda. Doob’un bu hizmeti verebilmesinin ardında ise dünyanın ilk tam entegre üç boyutlu teknoloji platformlarından birine sahip olması var. Bu teknolojiler genellikle medikal, mimari, fitness ve moda alanlarında kullanılırken, görünüşe göre hayatımızın her alanına da yakında müdahale edecekler gibi.
Üç boyutlu portreler, yavaş yavaş fotoğrafın yerini almaya çoktan başladı bile. Özellikle Amerika gibi teknolojinin oldukça yaygın olduğu ülkelerde büyük şehirlerde insanların çoktan üç boyutlu yazıcı teknolojisiyle haşır neşir olduğunu görüyoruz.
Bu portreler genel olarak kalabalık ailelerin dikkatini çekerken, yeni nesil çekirdek aileler de çocuklarıyla birlikte üç boyutlu olarak ölümsüzleşmek isteyebiliyorlar. Özellikle Amerikan askerleri çocuklarının üç boyutlu ufak figürlerini yanında taşıyorlar ki savaş bölgelerine veya göreve gittiklerinde bakıp bakıp hatırlayabilsinler.
New York Museum of Art gibi yerlerde de üretilen bu tarz ufak figüratif heykeller 2016 yılının trendlerinin başında olacaklar, burası belli.
Bizim sormamız gereken soru ise şu; bir sonraki aşama ne?