Espresso Seattle’dan mı geldi?

Espresso Seattle’dan mı geldi?


Onu bir kahve zinciri meşhur etmiş olabilir ancak espresso, Seattle’dan çok daha önce yola çıkmıştı, oraya da bir uğradı diyebiliriz… Peki İtalya’nın dar sokaklarını misler gibi kokutan bu özel İtalyan içeceği, nereden ve nasıl hayatımıza girdi? 

Espresso olmadan nasıl yaşadık bunca zaman? Son on beş yılda, neredeyse bulunduğumuz yer her neresiyse, cappuccino ve latte gibi espresso kullanılan birçok sayısız kombinasyonu bulabileceğimiz bir kafe bulmak çok daha kolaylaştı. Ancak bu mütevazi ama enfes içecek popüler kahve dükkanlarını fethetmeden çok önce, her şey İtalya’da bir mutfakta başladı.

Birçok büyük icat gibi, espresso da zorunluluktan doğdu. Mucidi kahvesini daha hızlı bir şekilde almak istedi ve demleme işlemini hızlandırmanın bir yolunu bulmaya koyuldu. 

Yoğun bir baskı altında demlenmiş güçlü bir siyah kahve olan espressoyu, iş adamı Luigi Bezzera’ya borçlu olabiliriz! Bezzera, vakti dar olduğu için, kahveyi daha hızlı yapmanın bir yolunu arar. Bezzera bir imalat işine sahiptir ve her sabah kendi kahvesini demlemek için zaman harcamaktan bıkmıştır. 1903 yılında, makineye buhar basıncı eklemenin sadece demleme işlemini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda daha güçlü ve daha sağlam bir fincan kahve ürettiğini keşfeder. Elbette yüzlerce deneme sonrasında… Bu hızlı demleme işlemi, kahve çekirdeğinin en iyi özelliklerini ortaya çıkarmıştır! Bezzera icadına “Hızlı Kahve Makinesi” adını verir. Zaten ‘espresso’ da İtalyancada hızlı anlamına gelir! 

1905’te Desidero Pavoni adlı bir başka işadamı, makinenin haklarını Bezzera’dan satın alarak patentini alır.

Şimdi bugün, Bezzera’nın hayatımıza soktuğu bu hızlı ve şahane lezzeti kutlamak için İtalya’ya seyahat etmek zorunda değilsiniz! Espressonun muhteşem lezzetini ve güçlü aromasını, şık tasarımlarıyla göz alan rengarenk küçük kapsüllere sığdıran Belmio, farklı lezzet seçenekleriyle Macrocenter’larda. O halde sevgiler Bezzera ve Macrocenter’a!

Paylaş