Uzun ve soğuk bir gece olacağı belli. Havaya rağmen dostlarınız sizde toplanmış, mis gibi tarçın ve kurabiye kokan sıcacık oturma odanıza yumuşak bir müzik yayılıyor… Sofrada ellerinizle hazırladığınız enfes yemekler… Işıklar loş. Samimiyet ve sükunetin birleşimi olan o anda, masadaki dostlarınızın ve ailenizin yüzünü aydınlatan sadece birkaç mumun ışığı…
Samimiyetin ve sükunetin birleşimi olan o anda, masadaki dostlarınızın ve ailenizin yüzünü aydınlatan sadece birkaç mumun ışığı… Aklınızda tek bir cümle var, “mutluluğun kışla ve soğukla bir ilgisi olmalı!”
Danimarka’ya özgü “hygge kültürü”, az önce kafamızda canlandırdığımız o anda gizli. Soğuk İskandinav ikliminden çıkan hygge’in içsel anlamı, soğuğun gerçekliğini pozitife çevirmekte yatıyor aslında. Kelime olarak, sıcaklık, rahatlık, huzur, samimiyet hallerini birleştiren İngilizcedeki ‘cosiness’ın da ta kendisi.
Hygge’e Danimarkalıların ‘gevşeme sanatı’ da diyebiliriz aslında. Sıcaklığı, rahatlığı, güveni, huzur ve konforu hatırlatıyor bize. Biz de istiyoruz ki bu ay, Macrocenter deyince aklınıza hygge gelsin, uzun saatler süren büyük sofralar hazırlayalım beraber size ve dostlarınıza, en sevdiğiniz diziyi battaniyenin altında izlerken, bizden aldığınız sıcak çikolata olsun yanınızda. Tüm aya yayalım bu bulutlarda taşıyan hissi, yaşamın her anına…
Biz buradayız ve her zamanki gibi yine, huzurun her halini paylaşmak üzere, sizi bekliyoruz…