Biliyor musunuz? Grana Padano peynirinin kökeni, Chiaravalle Manastırı’nın rahiplerine dayanıyor. Kuzey İtalya’nın polderlerinden gelen peynir, taze yem ve silajda otlanmasına izin verilen serbest ineklerin sütünden üretiliyor.
Peynirlerin çoğu gibi tarafından eşsiz bir mirasa sahip olan Grana Padano, hem tadı hem de dokusu nüansları bakımından kendine özgü bir sınıfta yer alıyor. Bir ressamın tablosuna yaklaştığı hassasiyette yaklaşıyor bu peynirin üreticileri. Çünkü tek bir yanlış adım, peynirin bozulmasına neden olabiliyor. Düşünsenize, bir peynir yapımı bile, beceri ve zanaatkarlığın tüm süreç boyunca kilit önemde olduğunu vurguluyor yani…
Üretime, peynir altı suyu ve peynir mayası ile birlikte bakır kazanların içine taze süt dökülerek başlanıyor. Bu, iki tekerlek peynir üretmek için yeterli miktarda lor yapılmasına yardımcı oluyor. Doğal bakterileri uyaracak bir sıcaklığa getirildikten sonra lor ayrılıyor ve yerleşmeye bırakılıyor. Dinlendikten sonra parçalanmış lor, tekerlek şeklinde bir kalıba yerleştiriliyor ve en az 2 hafta bekletiliyor. Tuzlama işlemi bittiğinde, tekerlekler yaşlanmaya hazır hale geliyor. 9 ay sonra peynirler renk, koku ve doku bakımından kontrol ediliyor. Tamamen gövdeli, kremamsı, hafif ve damakta kalıcı lezzetiyle bu sert ama lezzeti kalpleri yumuşatan peynirin tadını çıkarmak için, kendi başına ya da bir reçetenizin içinde deneyin. Bizim Grana Padano önderimizse, Ambrosio Grana Padano Parmesan!
